500 milyon KİŞİ 30 gün 700 milyar dakika


Dünya genelinde, ayda ortalama 700 milyar dakikamızı Facebook için harcıyoruz. Bu da yetmiyor. “Facebook kapatılacak mı?” tartışmaları saatler sürüyor. ‘The Social Network’ kritikleri satır satır okunuyor. Hayatımızın sanal çetelesi, her gün biraz daha uzuyor. Mark Eliot Zuckerberg, Kirkland’deki yurt odasından dünyayı, muhtemelen de tarihi değiştirdi. Peki kim bu çocuk? Dâhi mi, yoksa fırsatçı bir hırsız mı?

Amerikalıların deyimiyle ‘teen’li (13-19 arası) yaşlarınızdaysanız, en önemli arzunuz popüler olmaktır. Harvard Üniversitesi’nin öğrenci yurdunda, H bölmesi 33 numaralı odada kalan dört erkek çocuğun durumu da milyonlarca yaşıtıyla aynıydı. Dağınık yataklı, bira şişeleriyle sarmalanmış, boş pizza kutularıyla dolu odadaki tek fark, Mark Elliot Zuckerberg’di. Mark, daha yakışıklı, daha zengin, daha ‘cool’ doğsaydı; yani Harvard’ın özel kulüplerine, sahip olduklarıyla zaten kabul ediliyor olsaydı, bizim hayatımızda bir şeyler farklı olacaktı. Ama neyse ki o, turuncuya çalan saçları ve belirsiz çilleriyle komik görünümlü, tuhaf gülüşlü, içine kapanık, terlikli bir çocuktu. Kendini kanıtlamak için fazladan bir şeyler yapması gerekiyordu. Mark da, klavyesinin tuşlarına dokunarak Facebook’u icat etti. Ve 19 yaşında dünyayı değiştirmeye başladı.

“Daha iyisini yapmak adına, kırmaktan korkma”

Zuckerberg’in New York’ta başlayan hayatı, pek heyecanlı olacağa benzemiyordu. Babası Edward diş hekimi, annesi Karen psikologdu. Yahudiliğe uygun olarak yetişti (şimdi kendini ateist olarak tanımlıyor). İçine kapanık bir mizacı olduğu ve fazla arkadaşı olmadığı için ilkokul yıllarından beri kendini derslere verdi. Okulda her zaman başarılı oldu. Harvard’a girdiği ilk yıl, kızlar konusundaki beceriksizliği ve deneyimsizliği büyük sorun yarattı.

Kız arkadaşı ondan ayrılacağını söyleyince Mark, intikam almaya karar verdi. Okulun veri tabanına girip tüm öğrencilerin fotoğraflarını çaldı. Kampüsün en seksi kızlarının oylanabildiği ‘Facemash’i kurdu. Tek amacı onu terk eden kıza, çirkin olduğunu kanıtlamaktı. Ama site, okul içinde kulaktan kulağa yayıldı; iki saat içinde 22 bin oy topladı. ‘En karizmatik erkekler’ oylaması da acilen eklendi. Mark, okul bilgilerine gizlice girmekten ve özel hayatı ihlalden disiplin cezası aldı. Çok da önemsemedi, çünkü kendini zaten ‘hacker’ olarak tanımlıyordu: “Hacker’lık bir şeyleri daha iyi yapmak adına, onları kırmaktan korkmamaktır.

Adidas terlikli, anti sosyal dâhi

Facemash’i, Facebook izledi. Facebook, 4 Şubat 2004’te, Kirkland’deki odadan sanal dünyaya bağlandı. Başta yalnızca Harvard’ı, sonra prestijli Amerikan Üniversiteleri’ndeki gençleri kapsıyordu. Ardından, ülkelerin sınırlarını kaldırdı; ‘dünyanın evi’ haline geldi. Her 14 kişiden biri Facebook’lu oldu. Bu mavi beyaz sitenin altında yatan fikir, dünyanın diğer büyük olaylarını doğuranlar kadar sadeydi. Facebook, sizi tanıdıklarınıza bağlayacak, onların hayatında neler olup bittiğini takip etmenizi kolaylaştıracak, gerçek dünyada yaşanılanların tezahürünü, fikirleri, fotoğrafları, aktiviteleri sanal dünyada depolayacak ve belki de en motive edici özelliği olarak, flört etmeyi daha güvenli ve kolay hale getirecekti. Kısaca yaşamımızın raporunu, tüm deneyimi, kendi isteğimizle ona sunacaktık. Facebook, tüm bu sayılanları yaptı. Ama Zuckerberg, Adidas terlikli, anti sosyal dâhi, yerkürenin dört bir yanından edindiği ve onu milyar dolarlık bir imparatorluğun başına geçiren ‘500 milyon arkadaş’ını edinirken, kendi birkaç arkadaşını feda etti.

Milyar dolarlık imparatorluğun testosteron kokan hikâyesi

‘The Facebook Effect’ kitabının yazarı David Kirkpatrick: “O, tartışmasız, kendi neslinin en etkili insanı. Hatta daha da net söylemem gerekirse, o insanlık tarihinin en etkili 26 yaşındaki genç adamı” diyor. “Yola çıkarken yanında olanlar, onunla kaldı. Ama Facebook’a inanmayanlar ölümcül hatayı yaptı, mesela Eduardo Saverin.”

33 milyar dolarlık devasa ‘ülkenin’, dostluk, ihanet, heyecan ve testosteron kokan hikâyesi, şimdi hiç olmadığı kadar gündemde. Aaron Sorkin’in senaryosunu yazdığı ve David Fincher’ın yönettiği ‘The Social Network’, İngiliz aktör Andrew Garfield’ın canlandırdığı Eduardo Saverin ve Zuckerberg’in hikâyesi üzerinde yoğunlaşıyor. Mark rolünde, 26 yaşındaki Jesse Eisenberg var.

Peki her şey nasıl başladı? Aynı okulda olan Eduardo ve Mark, onlar gibi Yahudi bir arkadaşlarının düzenlediği partide tanıştılar. Sosyal hayatta başarısız, matematik zekâsı yüksek Eduardo, Mark’ın projesinden etkilendi. Ve yetersiz kalan bilgisayarını yenilemesi için ona 1.000 dolar verdi. Böylece Eduardo, Facebook’a yatırım yapan ilk insan oldu.

İşler hızla gelişti. Çünkü Mark’ın yakın arkadaşı ve aynı zamanda şirketin başkan yardımcısı Dustin Moskovitz’in dediği gibi: “Mark, sık sık doğru durumların içine düşer, bu konuda çok şanslı biri. Ama bunun yanında zamanlaması mükemmel. İyi bir fikir gördü, onu takip etti. Diğer insanlar okulu bitirme derdindeyken, o hayalinin peşinden gitti.”

Zuckerberg, 2004 Haziran’ında okuldan ayrıldı. Arkadaşlarını da alarak Kaliforniya’da, Silikon Vadisi’nde dört odalı bir eve taşındı. Evi, Facebook karargâhı gibi döşediler; her tarafta kablolar, bilgisayar sesleri ve haberleşme panoları vardı. Evdeki tek eksik, okula devam etmeye karar veren ‘en iyi arkadaşı’ Eduardo’ydu. Eduardo okulu terk etmedi, ama Facebook hesabına 18 bin dolar yatırdı. Bu arada Kaliforniya’daki ağır çalışma temposu, Napster’ın kurucusu, Facebook’un ortağı Sean Parker’ın öncülüğündeki partilerle birlikte ilerliyordu. Bilgisayar dâhilerinin havuzlu karargâhı, kızların ilgisini çekmeye başlamıştı. Uzakta kalan Eduardo, kenara itildiğini hissetmeye başladı: “Parayı Facebook yerine, partiler için harcadığınızı düşünüyorum” diyerek, hesapları dondurdu. Mark, okul için aldığı burs parasını proje giderleri için harcadı. Arkadaşını hiçbir zaman affetmedi ve ona haber vermeden hisselerini düşürdü.

Fikir hırsızı mı?

Diğer yanda, Mark’ı ‘fikir hırsızı’ olarak ‘tag’leyen birçok okul arkadaşı var. En çok yaygara koparanlar ise, sonunda mahkeme kararıyla ödenen 65 milyon dolar karşılığı susan Winklevoss ikizleri. Cameron ve Tyler, aristokrat bir ailenin, inanılmaz yakışıklı ve zengin iki çocuğu. Facemash sırasında, okul gazetesinde çıkan haberleri okuyup, Mark’ı buldular. Ve ondan, Harvardlıları birbirine bağlayacak, insanların aktiviteleri takip edebileceği ve gece kulüplerine girmeyi kolaylaştıracak bir site kurmasını istediler. Yazılı bir anlaşma olmamasına karşın, Facebook kurulunca Mark’a yüklü bir tazminat davası açıldı. Ve Mark, aynı Bill Gates gibi ömrü boyunca üzerinde taşıyacağı damgayı yedi.

“Film, Mark’ı rahatsız ediyor”

‘The Social Network’ tüm bu olayları anlatıyor. Ama gerçek kahramanlara göre, yaşananları pek yansıtmıyor. Moskovitz: “Filmin fragmanı, hayatımızdan çok daha heyecanlı görünüyordu! O yüzden yaşadıklarımızı böyle hatırlamayı tercih edeceğim sanırım. Ne kadar çok içmişiz ve seks yapmışız!” diyerek gülüyor. Mark’a gelince, o, filmi izlemeyi reddediyor: “Duyduklarıma bakılırsa, oradaki adam ben değilim. Filmi izlemeyeceğim.” David Kirkpatrick ise, “Film, onu rahatsız ediyor” diyor. “Ama iş arkadaşlarını ve ailesini, onu rahatsız ettiğinden daha çok ediyor. O böyle şeyleri fazla takan biri değil. Yaptığı işe inanılmaz odaklanıyor; film, konsantrasyonunu bozduğu için biraz kızgın. İzlemeyeceğine eminim.” O izlemese de film daha vizyona girmeden, ‘Oscar’ın önemli adaylarından’ olarak anılmaya başlandı. Üçüncü haftasında 65 milyon dolara yaklaşan hasılat elde etti. Soundtrack’i internette en çok dinlenenler arasına girdi. Buna karşılık, insanlar ve film ne derse desin, Zuckerberg de, servetini 6.4 milyar dolara yükseltti ve 26 yaşında dünyanın en zengin genç insanı oldu.

O, iyi kalpli, çalışkan bir dâhi mi, yoksa arkadaşlarına ihanet eden bir fikir hırsızı mı? Herkesin kararı kendine. Önemli olan şu: Facebook, neredeyse ‘beşinci güç’ haline geldi. Bireyin, otorite karşısındaki konumunu kuvvetlendirdi. Baskıcı devletlerin korkuyla engellemeye çalıştığı bir devrim yarattı. Ve hepsini, ‘kızlarla daha kolay tanışma’ motivasyona borçlu. Bu, hayata dair daha çok şey anlatıyor.

FACEBOOK GERÇEKLERİ
4 Şubat 2004’te kuruldu.
Facebook, internete ilk bağlandığı sırada, Harvard’daki yurt odasında Mark Zuckerberg, Eduardo Saverin, Dustin Moskovitz ve Chris Hughes vardı.
Aralık 2004’te aktif kullanıcı sayısı bir milyondu.
Ağustos 2010’da bu sayı 500 milyona ulaştı.
Ortalama bir Facebook kullanıcısı 130 arkadaş sahibi oluyor ve ayda sekiz arkadaşlık teklifi gönderiyor.
Şu anda Facebook için çalışan bin 700, fikir ve uygulama geliştiren 800 bin kişi var.
Facebook, 70 dilde kullanılabiliyor.
300 bin kullanıcı çevirilere yardım etti.
Dünya genelinde, ayda 700 milyar dakikamızı Facebook’ta harcıyoruz.
35 milyon kullanıcı, her gün ruh haliyle ilgili durum raporu veriyor.
150 milyon kullanıcı, Facebook’u mobil olarak kullanıyor.
ABD’de 13-17 yaş arasındaki gençlerin yüzde 54.7’sinin Facebook hesabı var.
Facebook’ta en hızlı artış gösteren üye grubu, 55 yaş ve üstü kadınlar.
Bir milyondan fazla web sitesinin Facebook bağlantısı var.
Suriye, Çin, Vietnam ve İran Facebook’u yasakladı. Türkiye, yasağı tartışıyor.

MARK, BILL GATES İLE ARKADAŞ OLDU
İkisi de orta sınıf ailelerden geliyor.
İkisi de ilk programlarını ortaokuldayken yazdı.
İkisi de Harvard’dan mezun olmadan ayrıldı.
İkisi de şirketlerini 20’li yaşlarının başında kurdu.
İkisi için de kadınları etkileyebilmenin tek yolu başarılı olmaktan geçiyordu.
İkisi de milyarder.
İkisi de servetini bilgisayar sayesinde elde etti.
İkisi de inanmak için ‘Tanrı’ yerine bilgisayarı tercih ediyor.
İkisinin de fikir hırsızı olduğu iddia edildi, haklarında dava açıldı.
İkisi de avukatlarına çok fazla para ödemek zorunda kalıyor.
İkisi de yakın çevrelerinde, egoist, kuralsız ve çıkarcı olarak tanınıyor.
Microsoft, Facebook’un yüzde 1.6’sını 240 milyon dolara aldı. Böylece iki adam, ‘iş arkadaşı’ oldu.

FACEBOOK HADİSELERİ
2008’de 23 yaşındaki Lauren Michaels, “I Need Sex” (Sekse ihtiyacım var) adlı bir grup kurdu. Grup, 10 dakikada 35 üyeye ulaştı. Bir saat içinde üye sayısı yüze çıktı. 100 kişiden 49’u Michaels’ın daha önce birlikte olduğu kişilerdi. Facebook, grubu yasakladı.
İngiltere Kilisesi’nden uyarı geldi: “Facebook, geçici ilişkilere sebep olduğundan ve toplum hayatını kişiliksizleştirdiğinden, gençleri intihara yöneltebilir.”
Oxford Sözlüğü’ne 2009’da yeni bir kelime katıldı: Unfriend. Bu sözcük, Facebook’ta bir arkadaşınızı, arkadaşlıktan attığınızda kullanılıyor.
Facebook, bir ülke olsaydı, Çin ve Hindistan’dan sonra dünyanın üçüncü büyük ülkesi olurdu.
Facebook’un en gözde ülkelerinden dördüncüsü, 22.6 milyon kullanıcıyla Türkiye. Türkiye’nin önünde ABD, İngiltere ve Endonezya var.
Massachusetts Institute of Technology (MIT) ‘Gaydar’ (gay radarı) adıyla bir program geliştirdi. Böylece birinin gay olup olmadığı, Facebook profilinden tahmin edilebiliyor. Uygulama temel olarak, arkadaşlar ve ‘arkadaşların arkadaşları’nın içindeki ‘bilinen gay’lerin sayısına göre tahmin yürütüyor.

ADALETİN BU MU TÜRKİYE?
Facebook, 4 bin 100 kere kapatılma tehlikesi geçirdi. Son tartışmalar, CHP’nin site aleyhinde açtığı dava ekseninde sürüyor. Facebook’ta, “Kemal Kılıçdaroğlu PKK’lıdır” başlıklı gruba açılan dava kazanıldı. Grubun engellenmesinin mümkün olmaması halinde, Facebook’a erişimin yasaklanması talebinde bulunuldu. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ise, grup ‘com’ uzantılı olmadığı için kararı uygulayamayacağını belirtti.
Bilgi Üniversitesi Bilişim Teknolojisi Hukuku’ndan Dr. Leyla Keser; Facebook’un kapatılmasının hukuken mümkün olduğunu ama uygulamada mümkün olmayacağını söylüyor. “Mahkemeler tarafından verilen, erişimi engellenme kararlarının nasıl olması gerektiğine ilişkin, TİB tarafından yürütülen çalışmaları dikkate aldığımda bu sonucun gerçekleşmeyeceğine inanıyorum.” İnternet hukuku konusunda uzman Avukat Dinç Şanver ise: “Kamuoyunda bilindiğinin aksine, kapatma talebi doğrudan Facebook’a yöneltilmiyor. Sorun, Facebook içindeki üçüncü şahıslar tarafından oluşturulan gruplar/koyulan videolarla vs. ile ilgili. Ancak Türkiye’de ‘URL filtreleme sistemi’ olmadığından doğrudan web sitesinin erişiminin engellenmesi gündeme geliyor” diyor. 

Kaynak: Tempo

Comments

Popular posts from this blog

Oracle Fusion : SQL Query to Retrieve Shopping Category Hierarcy

Automatic Generation of Charge Account in Requisition Import

25-27 Mart Starup Weekend